Konya Türk Ocağı’nda 20 Mart 1923 tarihinde yaptığı konuşma

“... Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak evvelâ bizim kendi benliğimize ve milliyetimize bu hürmeti hissen, fikren, fiilen bütün ef al (uğraş) ve harekâtımızla gösterelim; bilelim ki millî benliğini bulmayan milletler başka milletlerin şikârıdır (avıdır).
Mevcudiyet-i milliyemize düşman olanlarla dost olmayalım. Böylelerine karşı bir Türk şairinin dediği gibi,
(karşı duvardaki levhayı işaret ederek)
"Türküm ve düşmanım sana, kalsam da bir kişi’ diyelim. Düşmanlarımıza bu hakikati ifade ettiğimiz gün, kanaatimize, mefkuremize, istikbâlimize yan bakan her ferdi düşman telâkki ettiğimiz gün, millî benliğe uzanacak her eli şiddetle kırdığımız, milletin önüne dikilecek her haili (engeli) derhal devirdiğimiz gün, halâs-ı hakikiye (gerçek kurtuluşa) vasıl olacağız. Ve sizler gibi münevver, azimli, imanlı gençler sayesinde bu halâsa vasıl olacağımıza emin olabiliriz...”
“Şüphe yok ki arkadaşlar, millet birçok fedakârlık birçok kan pahasına, en nihayet elde ettiği umde-i hayatiyesine (hayat prensipsiplerine) kimseyi tecavüz ettirmeyecektir. Bugünkü hükümetin, meclisin, kanunların, Teşkilâtı Esâsiye’nin (Anayasa’nın) mahiyet ve hikmeti hep bundan ibarettir.
Sizlere bunun da fevkinde bir söz söyleyeyim. Farzı muhal eğer bunu temin edecek kanunlar olmasa, bunu temin edecek meclis olmasa, öyle menfi adım atanlar karşısında herkes çekilse ve ben kendi başıma yalnız kalsam, yine tepeler ve yine öldürürüm.”
Kaynak:
* Hâkimiyetti Millîye, 26 Mart 1923’de yayınlanan mülakat;
* Söylev ve Demeçler, C. II, s. 147, 150;
* Azmi Süslü, A.g.e., s. 11-12.
Yorumlar
Yorum Gönder