17 Ağustos 2016 Çarşamba

ATATÜRK MÜZESİ

 Birinci Dünya Savaşı sona ermiş, Mondros Ateşkes Anlaşması imzalanmıştı. Mustafa Kemal, Suriye cephesinden ayrılarak 1918 yılı Kasım ayının ortalarında İstanbul'a geldi. Kent İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan Kara ve Deniz Kuvvetlerinin işgali altındaydı.

İstanbul'da gördüğü manzara karşısında içi yanan ama bu acı gerçeğin etkisiyle, geleceğe ilişkin kurtuluş planlarını hızla olgunlaştırmaya koyulan Mustafa Kemal bir süre Pera Palas'ta kaldı. Ardından, dostu Salih Fansa O'nu evine davet etti. Mustafa Kemal çok kısa bir süre de Beyoğlu'ndaki bu evde konuk oldu. Öte yandan, Beşiktaş Akaretler' de oturan annesi Zübeyde Hanım ve kız kardeşi Makbule'yi de her fırsatta ziyaret etti. Mustafa Kemal ülkeyi içine düştüğü umutsuz durumdan kurtarabilmek amacıyla oradan oraya koşuşturur, sarayla görüşür ve ardarda toplantılara katılırken, bir yandan da tek başına kalabileceği bir ev arıyordu. Sonunda, Şişli'de, bugünkü adı Halaskargazi olan caddede 1908 yılında inşa edilmiş üç katlı bir ev kiraladı. Evin o zamanki sahibi Osep Kasapyan'dı. Mustafa Kemal yeni evine yerleşir yerleşmez, annesini ve kız kardeşini yanına aldı ve onları evin üst katına yerleştirdi. Kendisi orta katta kalmayı tercih etmişti.

İstanbul'un düşman işgali altında bulunduğu günlerde, Mustafa Kemal'in evi son derece hareketli günler yaşadı. Gelen giden çoktu. Sık sık arkadaşlarıyla buluşuyor, ülkenin içinde bulunduğu kötü duruma nasıl bir çözüm yolu bulunabileceğini tartışıyorlardı.
Mustafa Kemal, Şişli'deki bu evde, Milli Mücadeleyi başlatmak amacıyla Samsun'a hareket ettiği gün olan 16 Mayıs 1919 tarihine kadar oturdu. Ankara'ya yerleştikten kısa bir süre sonra da, annesini ve kız kardeşini yanına aldırdı.
Takvimler 1924 yılını gösterirken, Mustafa Kemal'in kısa sayılabilecek bir süre oturduğu Şişli'deki ev el değiştirdi. Binayı, eski valilerden Tahsin Bey (Uzer) satın aldı. Aynı yıl, evin duvarına, Atatürk'ün 1919 yılında orada oturduğunu belirten bir tabela asıldı. Dört yıl sonra, İstanbul Belediyesi binayı Tahsin Uzer' den satın aldı. Atatürk'e ait tüm eşyalar, tarihi belgeler ve hatıraları bu binada koruma altına alınmaya başladı. 1924 yılında İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı Lütfü Kırdar evin müzeye dönüştürülmesi çalışmalarını başlattı. Ev aynı yılın 15 Haziran günü “Atatürk İnkılabı Müzesi” olarak kapılarını ziyaretçilere açtı.
Müzede Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, ilk cumhurbaşkanı, asker ve devlet adamı Atatürk'ün doğumundan ölümüne kadarki yaşamını sergileyen fotoğraflar, giydiği elbiseler, kullandığı eşyalar, Atatürk ve devrimlerine ilişkin belgeler ve Milli Mücadele'yi yansıtan tablolar yer alıyordu.
Zaman içinde yıpranan bina, 1960 ihtilalinden sonra İstanbul Belediye Başkanı olan Refik Tulga'nın ön ayak olmasıyla onarıldı. Ne var ki, iki yıl sonra binada bir yangın çıktı. Müze kısmen hasar gördü.
Uzun süre ihmal edilen müze, Atatürk'ün 100. doğum yılı hazırlıkları sürerken tepeden tırnağa sıkı bir onarımdan geçirildi. Kapı tokmaklarından camlara kadar her şey binanın genel havasına uygun olarak yenilendi. Bu onarımın giderlerini Türkiye İş Bankası karşıladı. Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu ise dekorasyon ve düzenleme işlerini üstlendi. Sonuçta, 19 Mayıs 1981 tarihi, Atatürk İnkılabı Müzesi'nin belki de yeniden doğduğu tarih oldu. Müzenin adı kısaltıldı ve “Atatürk Müzesi” haline getirildi. Müze günümüzde, Şişli'nin en yoğun trafiğinin bulunduğu bir noktada yer almasının da etkisiyle, çok sayıda ziyaretçi tarafından gezilmektedir.

Kaynak: Şişli Hayat Dergisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder