29 Eylül 2016 Perşembe

Yekta Rakı

Yekta Rakı Mey Alkollü İçkiler San. ve Tic. A.Ş. tarafından üretilen güncel rakı markası. 2006'da piyasaya çıkarılan bu marka, Nevşehir İçki Fabrikası ve Tekirdağ İçki Fabrikası'nda üretilmekte ve en fazla üzüm çeşidi ile hazırlanan rahat içimli bir rakı olarak ayrımlanmaktadır. Alkol derecesi %43 olan rakının üretiminde Türkiye'nin yedi coğrafi bölgesinden elde edilen üzüm çeşitleri kullanılmakta ve 35, 70 cl.'lik şişelerde piyasaya sunulmaktadır.

FÜGEN BASMACI

Yemek Rakı, dünyada adına özel olarak mutfak kurulmuş tek içkidir. Şarabı yemeğe göre seçersiniz, ama çilingir sofrasında yemek rakıya göre seçilir. Rakının yanına öyle her mezeyi koyamazsınız. Üstat Murat Belge "kişilikli bir içkidir" dediği rakının yemekle ilişkisi üstüne şu saptamalarda bulunur:

"Rakı aslolarak meyhanede içilir, yani belli bir yemek düzeni içinde içilir. Damıtılmış olması, yüksek alkol derecesi ve benzer özellikleriyle rakı, Batılıların yemek öncesi aperitif içkilerine benzer. Ama Batılılar olayı böyle sert bir içkiyle açıp sonra yemeğe şarapla devam ettikleri halde sertliğe alışmış olan milletimiz yemeğini de rakıyla yer. Yaklaşık 45 derecelik bir yemek içkisine sahip olmak, bence, başka alanlarda fazlaca şanslı olduğunu söyleyemeyeceğimiz Türk toplumunun en büyük talihlerinden biridir. Ayrıca, bütün o talihsizlikler, ancak 45 derecede çekilir hale geliyor.

Rakı yemekle içilir dedik ama, bu da biraz tartışmalı, rakı içimi alanında yeni fraksiyonlaşmalara yol açabilecek bir konu. Çünkü kimisi içilen rakının miktarını yüksek, buna karşılık yenecek meze miktarının asgari tutulmasından yanadır. Böyleleri yarım marul ve bir dilim beyaz peynirle ya da söz gelişi bir küçük tabak kuru yemişle bir şişeyi götürürler. Bazıları doymak için yemeyi, gecenin oldukça geç saatlerine erteler. Ben şahsen böylelerini saygıdeğer puristler olarak görüyorum. Hani karanlık çağlarda, dünyevilikten kaçınma amacıyla bir sütuna tırmanıp oturan ve daha yirmi beş yıl yeryüzüne ayak basmayan dervişler ve ermişler gibi bir kategori. Bu ideale saygı duyduğum için kimi zaman ben de karşıma bir marul alıp oturuyorum; ama obur olduğum için de, şöyle yarım saat, kırk beş dakika sonra, Acaba bir de lakerda istesem, ne olur? diye perhizi bozmaya başlıyorum. Ama bence bu ihanet değil rakıya. Çünkü rakı içmenin raconu gerçekten yememeyi gerektiriyor olsaydı, bunca güzel mezeyi icat etmenin anlamı olmazdı.

Meze faslı rakı sürecinin en önemli kısmıdır. Sondaki sıcak yemek o derece asli değildir. Ama günümüzde bu meze işi de gerçekten bozuldu. Klasik rakı mezesinin özelliği az ve öz olmasıdır. Bu da, fiziksel olarak, küçük tabak'larla yürümesi gereken bir iştir. İnsanın önüne şimdiki gibi, kocaman yemek tabağı değil, küçük meze tabağı koyarlar. Ortaya da gene küçük tabaklarla az ama çok çeşitli meze gelir. Ayrıca sürekli olarak meze gelir. Dolayısıyla her şeyden azar azar yersiniz, ama damağınızdan habire çeşitli lezzetler akar. Şimdiki lokanta standardizasyonu ve rasyonalizasyonu içinde ise bir tepsi soğuk meze sunulduktan sonra ısmarladığınız sıcakları da aşağı yukarı eşzamanlı önünüze yığıyorlar ve asıl kazığı atmak üzere en son söyleyeceğiniz balığı iştahla bekliyorlar."

Murat Belge Tarih Boyunca Yemek Kültürü

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder