15 Ekim 2016 Cumartesi

1915-1917 Olayları

ESKİ ANTLAŞMALAR, ESKİ OYUNLAR

Osmanlı İmparatorluğu’nun paylaşılması planları kuşkusuz çok daha eski tarihlerde yapılmaya başlanmıştır. Devlet aciz, yeteneksiz yöneticiler elinde, bazen İngilizlerin, bazen Fransızların hatta bazen Osmanlı-Mısır Savaşı’nda olduğu gibi Çarlık Rusya’sının koruması altında yaşamını sürdürmeye çalıştı. Bu arada Osmanlı Devleti’ni “Hasta Adam” olarak tanımlayan Batılılar, Reval ve benzeri antlaşmalarla bu konuda çeşitli paylaşım planları oluşturdular.

Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması ve Osmanlıların karşı cephede yer alması üzerine Müttefikler tasarılarını geliştirmeye ve uygulamaya başladılar.

Batılı Müttefikler, aralarında ilk önce İSTANBUL ANTLAŞMASI adı verilen belgeyi hazırladılar. 1915 yılının Mart ayında hazırlanan bu belgeye göre, savaş sonunda Rusya, Trakya, İzmit, Marmara Bölge-si’ni ve İstanbul’u alacaktı. (Aslında Ruslar bu sıralarda İngiliz ve Fransız donanmalarının Çanakkale’yi zorlayarak İstanbul’a gelmeleri planına da çekingen bir olumsuz tepki göstermişlerdi. Bu uygulamada başarılı oldukları takdirde İngilizlerin İstanbul’dan bir daha çıkmayacaklarını düşünmekteydiler.)

İmparatorluğun sınırları içindeki Ortadoğu ülkeleri de İngilizler ve Fransızlar arasında paylaşılacaktı. (Bu paylaşım söz konusu tarihten 11 yıl önce Entetne Cordiale = Dostluk Antlaşması denilen antlaşma ile de saptanmış bulunuyordu). İtalya henüz bu dönemde Müttefiklerin yanında yer almadığı için Antlaşma’da ona pay ayrılmamıştı, ama 1915’de savaşa katılınca Londra’da yapılan bir antlaşma ile İtalya’ya On İki Adalar ile Antalya bölgesi yeterli bir pay olarak ayrıldı. Bu sıralarda Arabistan ve Mezopotamya konusu da ele alındı ve kral ilan edilen Hüseyin’e bağımsızlık ve egemenlik hakları tanındı. Bu yıllarda İngiltere’de Llyod George ve Fransa’da Clemenceau başbakanlık mevkiine geldiler.

Sykes-Picot Antlaşması

Bu tarihlerden sonra Müttefiklerarasında yapılan en önemli antlaşma Sykes-Picot Antlaşma-sı’dır. Bu antlaşma 1916 yılının Mayıs ayında İngiltere ile Fransa arasında yapıldı. Ruslar da antlaşmayı daha sonra imzaladılar.

Roman-Katolik ve muhafazakâr bir parlamenter olan ve Türk yanlılığı ile tanınan Sir Mark Sykes, bu tarihte, kendisi gibi pro-Türk olarak bilinen parlamento arkadaşı Aubrey Herbert’e daha sonra yazacağı mektupta düşüncelerini değiştirmiş görünüyor ve şöyle söylüyordu:
“Türkiye ortadan kalkmalı, İzmir ve bölgesi Yunanlılara, Antalya ve bölgesi İtalyanlara, Ki-likya ve Suriye Fransızlara, Filistin, Mezopotamya ve İstanbul da İngilizlere verilmelidir”.
Antaşma’daki öteki temsilciler, Fransız Katolik parlamanter Picot ve Rus Ortodoks Dışişleri Bakanı Sazanov’dır.

Bu Antlaşma ile Mezopotamya’nın, Filistin’in ve kurulacak Arap devletlerinin durumu ve paylaşmanın temelleri daha açık biçimde belirlendi. İngiltere Dışişleri bu Antlaşma’yı yeterli bulmamış ve açıklamamıştı. Ruslar da Filistin ve Yahudi Devleti konusuna karşı çıkmışlardı. Özet olarak daha başlangıçta paylaşımda uzlaşma yok demekti.

Bu Antlaşma’yı Bolşevikler, iktidara geldikten sonra 1917 yılının Kasım ayında açıkladılar. Cemal Paşa bu suretle öğrendiği Antlaşma’nın bir kopyasını Faysal’a gönderdi ve onu İslam Halifesi olan Osmanlı Sultanı’na sadık olmaya çağırdı. Oysa bu sırada Faysal hem Arapların özgürlüğü için planlar yapmaktaydı, hem de bir yandan da Filistin için Weizmann ile görüşmeye hazırlanıyordu. Savaş sona ermekte ve Osmanlılar yenilmekteydiler. Faysal, Cemal Paşa’nın başvurusuna yanıt bile vermedi.

Saint-Jean De Maurienne Antlaşması

1917 yılında Rusya’da karışıklıklar çıktı. Devrimciler devlete elkoydu. Müttefikler bu kez Ağustos ayında Saint-Jean de Maurienne Antlaşması’nı yaptılar. Rusya çalışmalara katılamaz duruma gelmişti. Buna karşı İtalya’nın payı daha kesin olarak belirlendi.

Balfour Açıklaması

Savaşın kaderinin iyice belli olduğu 1917 yılının Kasım ayında İngiltere, Balfour (Balfour İngiltere Dışişleri Bakanlığı Sekreteri idi) Açıklaması adı verilen belge ile “Filistin’de bir Yahudi Devleti” nin kurulması konusundaki desteğini açıkladı. Bu sıralarda Araplarla Yahudiler arasında, daha doğrusu Kral Hüseyin ile Weizman arasında görüşmeler yapılıyordu. İki ay sonra (Ocak 1918) Hogart Bildirisi adı verilen belge ile Araplara bağımsızlık vaadi tekrarlandı. Faysal ve Weizmann daha sonra 1918 Haziran’ında bir araya gelecekler ve son antlaşmayı hazırlayacaklar, 3 Ocak 1919’da Hicaz Krallığı ile Sionist Örgüt arasında (Balfour Açıkla-ması’na uygun olarak) Filistin Devleti’ nin kurulmasını karara bağlayacaklardır.

Brest-Litovsk Antlaşması

Savaş yıllarının sonuna doğru Rusya’da kurulan Bolşevik Hükümeti Merkez Devletleri’ne (Yani Almanya, Avusturya, Osmanlı ve Bulgaristan) savaşı bitirmek ve anlaşmak için başvuruda bulundu. 22 Aralık 1917’de başlayan Brest-Litovsk Konferansı bir süre kesintiye uğradı. İki taraflı çarpışmalar başladı. Bu arada Merkez Devletleri Ukrayna ile 18 Şubat 1918’de ayrı bir barış antlaşması yaptılar. 3 Mart 1918’de ise Bolşeviklerle Brest-Litovsk Antlaşması imzalandı. Türk Orduları 1918 yılının Mart ve Nisan ayları boyunca Trabzon’u ve Rusların işgal ettikleri bölgeyi geri aldılar. Türk Ordusu, 1878’de Berlin Antlaşması ile Rusya’ya bırakılmış olan Kars’a ve Batum’a girdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder