Ermeni Teröristleri, 1974'ten itibaren, yabancı ülkelerdeki Türk diplomatlarını öldürmeye başladılar. Bu milletlerarası ermeni terörü, ne yazık ki, bazı Batı Avrupa ülkelerinde de destek buldu. Bunun sonucu olarak, 1974-84 döneminde, 80 kadar diplomatımız ve dış temsilcilik mensubu hayatını kaybetmiştir. Vakta ki, 1982 Haziranında İsrail Lübnan'ı ve özellikle Beyrut'u işgal edip de, Beyrut ermeni karargahınıda ele geçirdiği ve ermeni terörizmine ait bazı belgeleri Türkiye'ye verince, ermeni teröründe bir gevşeme oldu. Çünkü, Türkiye de şimdi bir takım bilgilere sahipti. Ne var ki, Lübnan'da ermeni terörüne de kucak açmış olan Suriye, 1984 yılından itibaren PKK terörünü harekete geçirdi.
Ermeni terörü bu şekilde sona ermiş görünmekle beraber, bu terör hareketi bu sefer "politik" yolları kullanmaya başladı. Zira, Amerikan Kongresi'ndeki bazı çevreler, bu Ermeni Sorunu'nu başka bir şekilde ele aldılar. Bu da, güya 24 Nisan 1915 de Türklerin yaptığı "Ermeni Katliamı" gününü, yani 24 Nisanı, Amerika'da "Ermeni Soykırımı günü" olarak anmak için, bir kanunun kabul edilmesiydi. İlginçtir, Amerikan Kongresi'ndeki bu faaliyete paralel olarak, Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu da, ermeni sorunu hakkında bir takım kararlar alma yoluna gitmiştir. Bu, tıpkı bugünkü gibi, bu iki kuruluşun şimdi PKK sorununu ele almalarına benzemekteydi.
Tabiatiyle, Amerikan Kongresi'nin 24 Nisanı "Ermeni soykırımı" günü ilan eden bir karar alması, tarihi gerçeklerin tek taraflı ve yanlış değerlendirilmesi olmakla beraber, şüphesiz, Türkiye'nin karşısına, siyasal sonuçları itibariyle, bir "ermeni sorunu"nun çıkması, başka bir deyişle, bir "Sevres Antlaşması"nın Türkiye'nin önüne konmak istenmesi demekti.
Amerikan Kongresi'ndeki bu "Ermeni soykırımı" hikayesinin, 1984 yılından itibaren, yani bir yandan ermeni terörünün milletlerarası tepkilere sebep olmasının ardından ve ayrıca, Türkiye'de 12 Eylül 1980 askeri yönetiminin sona erip, demokratik hayatın yeniden başlamasından sonra ortaya çıkması da ilginçtir.
Bu sebeple, Türk Hükümetleri, Amerikan Kongresi'ndeki bu sakat gelişmelere karşı, 1984 yılından 1990 Şubatına kadar, dolaylı veya dolaysız bir şekilde mücadele etmek zorunda kalmışlardır. 24 Nisan "Soykırımı" kanunu, Senatör Robert Dole'ün eseri idi. 24 Şubat 1990 da, Amerikan Senatosu'nda bu kanun, gündeme alınma hususunda yapılan oylamayı kaybedince, usule göre, tasarı reddedilmiş oldu.
1990-91 Körfez Savaşı çıkmamış olsaydı, muhtemeldir ki, Senatör Robert Dole veya Türkiye aleyhtarı herhangi biri, bu konuyu devam ettirebilirdi. Fakat Körfez Savaşı Türk-Amerikan münasebetlerine yeni bir nitelik getirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder