8 Ekim 2016 Cumartesi

Haçlılar'ın İslam Bilimi'nin Yayılmasına Katkısı

İslam Bilimi Avrupa'ya örgütlü ve sistematik bir şekilde ancak Sicilya, Güney İtalya ve herşeyden önce İspanya gibi, İslam'dan yeni geri kazanılan ülkeler üzerinden aktarıldı.

Sicilya'nın Normanlar tarafından fethi, Palermo'nun 1072'de düşüşüyle, fiilen gerçekleşti. Normanlar ve halefleri Hohenstaufen'ler Sicilya ve Güney İtalya'yı 1250'ye kadar yönetti. Hohenstaufen II. Ferdinand Napoli Üniversitesi'ni 1224'te kurdu. Onun yönetimindeki Sicilya Saray Okulu'nda görevli Müslüman, Yahudi ve Hıristiyan alimler, önemli Arapça eserleri Latince'ye çevirdi. Bu sürede Sicilya'da ilk İtalyan Ozanlar Okulu kuruldu. Ayrıca saraya İskoç Michael'i de cezbetmeyi başardı.
İslam Bilimi Batı'ya aktarılırken İber Yarımadası en önemli rolü oynadı. Güney'e doğru ilerleyen Hıristiyan ordusuna, ileri İslam kültürünü benimsemeyi arzulayan, bir alimler topluluğu eşlik etti. Kral ve piskopozların, müslüman, yahudi ve Hıristiyan aydınların denetimindeki bilimsel çalışmaları ve çeviri faaliyetlerini himaye etmesi önem taşır. Yüzyıllar önce, Yunanca'dan Arapça'ya geçişte Bağdat'ta Suriyani ortamının oynadığı role benzer şekilde, Arapça eserler Latince'den önce ilkin İbranice'ye çevrildi.

En önemli merkez, 1130'da fethedilen Toledo'ya yeni tayin edilen Başpiskopos Raymond'un sarayında kurulan bir çeviri bürosuyla faaliyete geçti. Onikinci yüzyıl süresince bu merkezi Chester'li Robert, Bath'lı Adelard, Ceremona'lı Gerard ve İskoç Michael gibi ünlüler ziyaret etti. Bunlar arasında en verimli ve Batı'da ünlü olanı şüphesiz ki Cremona'lı Gerard'dır (1114-1187). Arapça bilmesine rağmen, Arapça kitapları Latince'ye çevirirken hep İspanyol Hıristiyan ve Yahudi yardımcılardan yararlandı. İçlerinde felsefe, tıp, matematik, astronomi ve simya konulu eserlerin yer aldığı seksen yedi adet kitabı özgün Yunanca ve Arapça nüshadan çevirdiği bilinir. Toledo'da ve diğer yerlerde de çok sayıda Arapça eser Latince'ye çevrildi. Neticede, geç Avrupa Ortaçağı'nda Arapça eserler oldukça yaygın bir hale geldi ki ve çok sayıda Arapça özel isim latinleşti, örneğin İbn Sinâ için Avicenna, İbn Rüşd için Averroes, İbnü'l-Heysem için Alhazen, el-Bettânî için Albatenius vs. kullanılmaya başlandı. Dante ondördüncü yüzyılın ilk çeyreğinde yazdığı Cehennem'de (İnferno) İbn Sinâ ve İbn Rüşd'ü erdemli müslümanlar arasına katar ve "... İbn Sinâ'yı, Galienos'u büyük yorumcu İbn Rüşd'ü gördüm" der (Cehennem, Kanto IV, 142) .

Bu dönemde Latince'ye kazandırılan çok sayıdaki eserin arasında konumuz gereği Yunan kökenlileri ya da felsefe, metafizik ve tıpla ilgili eserleri bir kenara ayırmamız gerekir. Geriye kalanların sayısı bile çok fazladır ve sadece listelense bile çok sayıda sayfa kapsar. Burada bunların içinde Avrupa biliminin gelişimine katkıda bulunan birkaçını göz önünde bulunduralım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder